Nasrettin Hoca Fıkraları

Nasrettin Hoca Fıkraları Arşivi

Nasreddin Hoca bir köye konuk olmuş. Biraz hoşbeşten (sohbet ettikten) sonra, yatma zamanının geldiğini hatırlatmak için:

- "Hocam, insan neden esner?" demişler.

Ev sahipleri Hoca'ya yemek çıkarmamış. Karnı da iyice acıkmış olan Hoca:

- "Ya açlıktan, ya da uykusuzluktan" demiş. Kendini zorlayıp esnedikten sonra da eklemiş!;

- "Amma benim henüz uykum yok."

Aybüke

 

Köylünün biri, diğerinin kuzusunu çalmış, kesip yemiş. O da onun keçisini aşırmış, kesip yemiş.
Nasreddin Hoca olayı incelediğinde kimin ne yaptığını fark etmiş.

Olayın kahramanları bir gün çayhanede oturuyorlarken, keçinin sahibi keçisini övmeye başlamış:

- "İki arşın tüyü vardı, gerdanı üç karıştı, başı şöyleydi, gözleri böyleydi vs." diye hayvanını methediyormuş.

Keçiyi kesip yiyen bu abartmalar karşısında çok sıkılmış. Amma ne yapsın, adam susmak zorunda.

Nasreddin Hoca, keçiyi çalıp kesen adama dönmüş:

- "Yahu, bu adam ne kadar atıp tutuyor. Şimdi git evine. Şu uyuz keçinin postunu getir de, bu adam söylediğine, söyleyeceğine pişman olsun."

Fıkracı

 

Nasreddin Hoca, eşeğini emanet alan komşusunun bağdan dönerken eşeğine merhametsizce davrandığını uzaktan görmüş.

Bir gün aynı komşusu, Hoca'dan gene eşeğini istemiş.

- "Biraz bekle" demiş Hoca, "bu sefer eşeğe bir danışıp geleyim."

Ahıra girmiş, az sonra geri dönüp:

- "Kusura bakma komşu!" demiş, "Eşeğe danıştım olmaz diyor. Başkasına verdiğin zaman beni hem dövüyor hem de sana sövüyorlar!" dedi.

dersimiz.com

 

Hoca'nın oğullarından biri yakın köylerin birinde çömlekçilik yapıyormuş. Bir gün Hoca yanına gidince:

- " Baba, bütün paramı şu çömleklere yatırdım" demiş. " Hava güneşli olurda zamanında hepsi kurursa zengin olacağım. Ama yağışlı olursa anam ağlayacak!"

Hoca oradan ayrılıp başka bir köyde oturan büyük oğluna uğramış.
Oğlu :

- " Baba, varım yoğum şu tarlada, zamanında rahmet yağarsa zengin oldum gitti. Kuraklık olursa anam ağlayacak" demiş.

Hoca eve canı sıkkın dönmüş.
Karısı :

- "Hayrola Efendi, yüzün neden asık" demiş.

- "Benimki bir şey değil" demiş Hoca, "Asıl sen kendi halini düşün. Yağmur yağsa da yağmasa da bizim oğlanlardan birinin anası ağlayacak".

dersimiz.com

 

Nasreddin Hoca, şehirlerarası yolculuk yaparken, yolunun üstündeki köyde bir köylüye konuk olmuş. Yatma zamanı gelince adam;

- "Hoca efendi, uykusuz mu yoksa susuz musun?" diye sormuş.

Adamın yemekten söz etmediğini gören Hoca hiç bozuntuya vermeden;

- "Buraya gelirken pınar başında bir güzel uyumuştum" demiş.

dersimiz.com

 

Nasreddin Hoca'nın bütün gayretlerine rağmen kötü huylarından vazgeçiremediği bir yakını varmış. Bir çocuk koşarak gelmiş ve o adamın suya düştüğünü haber vermiş.

- "Falanca kişi ırmak kenarında gezerken ırmağa düştü. Azgın sularla boğuşuyor" demiş.
Hoca birkaç arkadaşıyla birlikte koşarak ırmak kenarına gelmiş ve suyun geldiği tarafa doğru ilerlemeye başlamış.

Köylüler:

- "Su öbür yana doğru akıyor Hocam" demişler. "Aşağıda aramak gerekmez mi?"
Hoca başını sallamış;

- "Bu adamın ne aksi, ne ters biri olduğunu siz bilmezsiniz. Onun her işi terstir." demiş.

dersimiz.com

 

Nasreddin Hoca'nın canı bol naneli, yoğurtlu çorba istemiş. Şimdi sofraya gelse de kaşıklasam diye düşünürken kapı çalınmış.

Komşunun çocuğu elinde kâseyle gelip :

- "Babamın selâmı var. Sizden biraz naneli, yoğurtlu çorba istedi." demiş.

Hoca gülümseyerek:

- "Amma iş!" demiş. "Bizim komşular hayalimin de kokusunu alıyorlar!"

dersimiz.com

 

Nasreddin Hoca yemeği ısıtmak için ocağı yakmak istemiş. Çıra, çalı-çırpı kullanmışsa da odunlar bir türlü tutuşmamış. Tutuşsun diye üfleyince küller uçuşarak üstünü başını berbat etmiş. dersimiz.com

Hoca elbiseleri daha fazla tozlanmasın, küllenmesin diye odasına gitmiş, üzerine karısının feracesini giymiş, başına hanımının başörtüsünü takmış gelmiş. O sırada kızışan odunlar bir üfleyişte yanmaya başlayınca;

- "Anlaşıldı!.., anlaşıldı!.." demiş Hoca, " Bizim hanım odunların bile gözünü korkutmuş."

dersimiz.com

 

Hoca yolda giderken adamın biri arkasından yaklaşıp ensesine bir tokat atmış. Hoca kadıya başvurmuş. Meğer kadı bu adamın yakın dostuymuş. Onları barıştırmayı denemiş, ama başaramamış.

Mecbur kalan kadı:

- "Haksız yere tokat vuranın bir akçe ceza ödemesine karar verdim." demiş. Adama dönüp kaş göz işareti yaparak, "git bir akçe getir" diye emretmiş.

Adam gitmiş. Hoca da oturup akçenin gelmesini beklemiş. Aradan uzun bir süre geçip de adamın gelmeyeceğini anlayan Hoca, önündeki kâğıdı okumaya çalışan kadıya yavaşça yaklaşıp ensesine iki tokat şaplatmış. Kadı efendiye bir akçe uzatmış, peşinden de eklemiş:

- "Benim işim var kadı efendi, şu bir akçe benden, bir akçe de getiren adamdan alırsın. Hesap tamam olur."

dersimiz.com

 

Babasından kalan büyük bir mirası har vurup harman savuran birisi, elinde avucunda hiç bir şey kalmayınca Nasreddin Hoca'ya dert yanmış :

- "Hâlim çok kötü. Neredeyse dileneceğim. Derdime bir çare bul Hocam." demiş.

- "Merak etme evlât" demiş Hoca, "Yakında bu dertten kurtulacaksın." Mirasyedi heyecanlanmış :

- "Yine zengin mi olacağım, Hocam ?"

- "Hayır evlâdım" demiş Hoca, "Züğürtlüğe alışacaksın. Ahiret sermayeni de burada harcadın. Alışınca belki orada da çok sıkıntı çekmezsin."

dersimiz.com

 

Fıkra Ekleyin

Komik Fıkralar Ana Sayfa

Diğer Nasrettin Hoca Fıkraları:

İlk Sayfa ...2930[31]3233... Son Sayfa

Nasrettin Hoca Fıkraları Arşivi