Kayserili Fıkraları

Kayserili Fıkraları Arşivi

Oğlu, Kayseriliden para istedi:
- Baba 500 bin lira verir misin? Kayserili :
- 400 bin mi? Naapcan lan 300 bini. 200 bin neyine yetmiyor. Al sana 100 bin yeter." der ve çıkartıp 50 bin lira verir.
Bunun üzerine oğlu pişkin pişkin güler:
- Baba bana zaten 50 bin lira lazımdı. Kayserili:
- Bak kerataya, sahte para vermesem kazıklayacaktı beni...

ece kaya

 

Kayserili Tuhafiyeci dükkanından geçimini sağlayabiliyor, bir kösede üç beş kuruş da biriktirebiliyordu.

Günün birinde sağındaki dükkan boşaldı, derken orası da tuhafiyeci oldu. Sonra solunda bir tuhafiyeci daha... Rekabet başladı, işleri kötüye gitti.

Ama sonunda bir çözüm yolu buldu :

Sağındaki komşusu, dükkanının üzerine, gerçek ucuzluk burada yazdırmıştı.

Solundaki, en büyük tuhafiye mağazası, yazılı bir bez asmıştı.

Bizimki,

ikisinin ortasına su yazıyı koydurdu :

Mağazaya buradan girilir.

KAYSERİLİ

 

Uzun yıllardır görüşemeyen iki Kayserili arkadaş, bir gün yolda karşılaşırlar. Kucaklaşıp hasret giderdikten sonra biri diğerine;

-"Bu kadar zamandır görüşmedik. Akşama yemeğe bize gel. Yer, içer sohbet ederiz" dedi.

Öteki bir Kayseriliden beklenmeyecek bu cömertliğe şaşarak;

-"İyi ya, gelirim. Yalnız bana adresi ver" dedi..

Arkadaşı;

-"Falanca mahalle, filanca sokak" diye tarife başladı. "İşte o sokağa gelince soldaki büyük beyaz kapının zilini burnunla çalarsın" deyince öteki sordu;

-"Adresi anladım da zili niye burnumla çalıyorum?..

-"Canım bunda anlamayacak ne var? Elin kolun hediyelerle dolu olacağı için zili ancak böyle çalabilirsin...

Selenay

 

Bir gün Kayserili çocuğa hocası 2 kere 2 kaç eder? Diye sormuş.

Çocuk da:

- Alırken mi satarken mi hocam?

Selenay

 

İki Kayserili uçağa biner, birbirleriyle sohbete başlarlar

- Amerika da ne yapıyorsun

- Fabrikalarım var

- Peki sen ne iş yapıyorsun

- Ben de bir fabrikada işçi olarak çalışıyorum

- Kaç senedir

- 25

- Sen nasıl Kayserilisin böyle 25 senede o fabrikanın sahibi olman lazımdı deyince öteki (içini çekerek)

- Aahh ahh çalıştığım fabrikanın sahibi de Kayseliydi işte bu yüzden olamadım

berna özgenel

 

Yaşlı Kayserili hasta yatağında yatıyor. Oğlum Ahmet burada mısın?

Buradayım baba diyor oğlu.

Hasan sen burada mısın oda buradayım baba diyor.

Baba tekrar kızım Ayşe sen burada mısın diyor kızı da buradayım diyor baba hiddetle

- Ulan hayvan herifler dükkana kim bakıyor

Sude Çakır

 

Kayserili tıraş olacaktı. Berber "buyurun" deyip döner koltuğu gösterince koltuğu cevirdi, sırtı aynaya gelecek şekilde oturdu. Berber şaşırdı:

- Beyefendi, neden ters oturdunuz?

Kayserili, telaşsız:

- Sabah sabah, dedi, Gayserili yüzü görmek istemem de...

ÖZGÜR

 

Kayserilinin eşi vefat etmiş. Gitmiş bir gazeteye, ilan vermek istediğini söylemiş. Görevli:

? Buyurun ilan nedir acaba? demiş.

- Ayşe'yi kaybettim üzgünüm, demiş Kayserili. Görevli:

? 6 kelime hakkınız var, ilan biraz kısa oldu isterseniz uzatabilirsiniz demiş. Kayserili:

??Aynı paraya mı?? Görevli:

??Evet aynı fiyata? Kayserili:

??O zaman şunları ekle, satılık Toyota var?

fıkraoku.com

 

Kayseri'ye bir banka müfettişi gelmiş, zamanının en iyi oteli olan
Zümrüt Palasta yatmış. Sabah teftiş edeceği bankaya gitmeden önce kapıdaki boyacı çocuğa ayakkabılarını boyatmaya karar vermiş. Bir taraftan da çocukla muhabbete başlamışlar:

- Siz eşeği boyar da satarmışsınız, doğru mu?

- Doğru.

- Nasıl oluyor bu?

Çocuk elindeki fırçaları çaprazlama çalımla ayakkabılar üzerinde sallarken
ahan da boyuyoh ya! İşte böyle...

Rümeysa

 

Gezgin bir Yahudi'nin yolu Kayseri'ye düşer.

Yahudi her gittiği şehirde bir şekilde ticaret yapar ve para kazanır yoluna devam edermiş, burada da bir iş yapmak istemiş.

Yürürken düşünüyormuş ne yapabilirim derken bir bakmış dilenci kaldırımda oturmuş dileniyor. Önündeki tası görmüş, tas antika, kafayı takmış ona ileriden dönmüş adamla laflamaya başlamış, derken,

Yahudi:

- Ben hayvanları çok severim bana bu tastan süt içen kediyi satar mısın? demiş.

Adam da:

- Neden olmasın satarım, demiş.

Yahudi sormuş:

-?Kaç lira istiyorsun? demiş.

Dilenci:

- 500 lira istiyorum, demiş.

Yahudi:

- Yuh! Bu kedi o kadar etmez ki, demiş.

Dilenci:

- İşine gelirse, demiş.

Yahudi düşünmüş hesap yapmış:

"Ben bu tası 500 liraya alırım 750 liraya satarım" diye düşünür ve tekrar dilencinin yanına giderek
- Ver bakalım kediyi, der.

500 lirayı sayar verir ve kediyi alır gider.

1 gün sonra tekrar gelir bakar dilenci orada oturuyor, kediyle yanına giderek:

- Arkadaşım bu kedi dünden bu yana hiç bir şey yemedi herhalde alıştı bu kaptan süt içmeye.

Dilenci der ki:

- Ne yapabilirim?

Yahudi:

- Şu önündeki tası versene bana, demiş

Dilenci:

- Neden, demiş.

Yahudi:

- Kedi bir şey yemiyor, alışmış. Ver de yemeğini onda yesin.

Dilenci:

- 500 lira ver vereyim demiş.

Yahudi:

- Ya bu tas o kadar etmez ki, demiş. Düşünmüş tas 750 lira ikisinin toplamı 1000 lira demiş sonra al o zaman kedini, ver paramı demiş.?

Dilenci:

- Veremem, demiş.

Yahudi:

- Neden, diye sormuş.

Dilenci:

- Ben tasın sayesinde günde 10 tane kedi satıyorum, demiş.

Yahudi bir daha Kayseri'nin yakınından bile geçmemiş.

fıkraoku.com

 

Fıkra Ekleyin

Komik Fıkralar Ana Sayfa

Diğer Kayserili Fıkraları:

1[2]345

Kayserili Fıkraları Arşivi