Bektaşi Fıkraları

Bektaşi Fıkraları Arşivi

Koyu sofu bir adamcağızla Bektaşi, bir başka kenti gitmek üzere bir kervana katıldılar. Sofu, ikindi üzeri namaz kılacağını söyledi. Bektaşi:
- Geç kalırsan kervanı kaçırırsın; onun için sünneti bırak da yalnız farzı kılıver, diye öğüt verdi. Bektaşi'nin sözüne uydu adam. O gece bir yerde konakladılar. Ertesi sabah sofu, Bektaşi'ye sitem etti:
- Dün bana sünneti kıldırmadın, gece rüyama Peygamber Efendimiz girdi. Bektaşi adamın sözünü ağzına tıkadı:
- Daha ne istiyorsun! Farzı da bırak rüyana bu kez Tanrı girsin!

Bektaşi

 

Erenlerden bir tanesi bir gün Camiyi uzaktan gören bir söğüt ağacının altında demlenirken, ufacık bir sıpa hoplaya zıplaya açık olan cami kapısından içeriye girer.

Birkaç dakika sonra Hoca sıpayı döve döve kanlar içinde kapıya çıkartır.

Bunu gören Bektaşi:
- Hoca yazıktır, ufacık sıpayı neden dövüyorsun? Demiş.

Hoca:
- Görmüyor musun hayvan camiye girmiş, deyince;

Bektaşi:
- Hoca eşektir, bir hata etmiş girmiş, bak ben giriyor muyum...

fıkraoku.com

 

Osmanlı zamanında yağmur kıtlığı varmış. Hoca, Bektaşi ve cemaat yağmur duasına çıkmışlar herkes tarlaları dolaşırken Bektaşi kendi tarlasını dua ederken elleriyle göstermiş ve sonra yağmur yağmış öyle yağmış ki herkes tarlasına bakmaya gitmiş. Tarlalara vardıklarında herkesin tarlası iyiymiş fakat Bektaşi'nin tarlasını sel basmış ve Bektaşi şaşırmış ve ellerini havaya kaldırarak;
- Allah'ım suç sende değil sana bu tarlayı gösteren bende, demiş.

fıkraoku.com

 

Tecavüz davasıyla bir çapkın mahkemeye getirdiler. Yargıç olan Bektaşi sordu:
- Bu suçu ne diye işledin?
Delikanlı:
- Şeytana uydum. Bana yol gösterdi, bu isi yaptırdı, deyince Bektaşi gürlemiş:
- Be hey çapkın! Hz. Adem'e bile secde etmemek için cennetten kovulmayı göze alan şeytanın işi gücü yok da sana pezevenklik mi yapacak.

TUNAHAN

 

Sultan Abdülmecid bir gün Boğaziçi'nde büyük bir bağın tam ortasındaki köşkünde oturan bir Bektaşi babasını ziyarete gitmiş. Bektaşi, o gün komşu bağdaki bir arkadaşını ziyarete gitmiş. O dönünceye kadar padişah bağın her tarafını dolaşmış. Bektaşi dönünce karşılıklı konuşmaya başlamışlar;
- Erenler bağın maşallah çok büyük. Üzümünü ne yapıyorsun?
- Müritlerle ve canlarla birlikte yeriz Sultanım.
- Buradaki üzüm yemekle biter mi?
- Yemediğimizi de sıkıp fıçılara basar, suyunu içeriz.
- Peki ama, sıkılmış üzüm şarap olmaz mı?
- Vallahi Sultanım, biz üzümü sıkıp fıçılara basarız. Allah ne isterse o olur. Üst tarafına karışmak haddimize mi?

fıkraoku.com

 

Yoksulun biri, son parasıyla fırında bayat bir ekmek almış, aşçıya gitmiş, pişen yemeğin buharına ekmeği tutup yumuşata yumuşata yemiş.
Dışarı çıkarken aşçı yapışmış:
- Parasını ver!
- Yemek yemedim ki!
- Olsun buharda yumuşattın!
Kadıya çıkmışlar, olayı anlatmışlar, kadı Bektaşiymiş, cebinden kesesini çıkarıp bozuk paraları iki avucuna boşaltmış, aşçının kulağının dibinde sallaya sallaya şıkırdatmış:
- Tamam mahkeme bitti, gidin!
Aşçı itiraz etmiş:
- Hani benim param!
- Buhardan yemeğin parası şıkırtıyla ödenir.

fıkraoku.com

 

Bektaşi'nin biri her gün kasabada "Her şey Allah'tan, Her şey Allah'tan" diye mırıldanarak dolaşır dururmuş. Bir gün kasabanın serseri delikanlılarından biri yine böyle mırıldanarak dolaşmakta olan Bektaşi'ye arkasından sessizce yaklaşmış, ensesine okkalı bir şaplak atmış. Canı fena halde yanan Bektaşi'nin pür hiddet dönüp kendisine ters ters baktığını görünce;

- Öyle ne bakıyorsun baba erenler demiş, hani her şey Allah'tandı.

- Tabii demiş Bektaşi, her şey Allah'tan da ben hangi deyyusu aracı ettiğine bakıyorum.

fıkraoku.com

 

Bir gün yolda yaya giden bir Bektaşi'nin önüne bir atlı çıktı:
- Baba! Bir müşkülüm var. Beni aydınlatır mısın? dedi.
Bektaşi yanıt verdi:
- Elimden gelen bir şeyse, hay hay oğlum.
- Şunu öğrenmek istiyorum, şu anda Allah ne yapıyor?
Sualin münasebetsizliğine içerleyen Bektaşi, hiç belli etmemiş:
- Yanıt veririm ama bir şartla, sen o attan in, ben bineyim.
- Neden?
- Böyle yüksek bir suale yüksekten yanıt vermek gerekir de ondan!
Adam attan inmiş, Bektaşi binmiş. Adam:
- Hadi, demiş. Söyle bakalım. Allah şimdi ne yapıyor?
Bektaşi:
- Ne yapacak, demiş. Atı senin gibi bir budalanın elinden alıp, benim gibi bir akıllıya veriyor, demiş ve ata kamçıyı basıp uzaklaşmış.

fıkraoku.com

 

Bir Bektaşi, eşeğine odun yükleyip şehre gelirken karşıdan tüccar kılıklı iki adam karşılarına çıktı. "Su zındıkla alay edelim!" diye Bektaşi?ye yanaşıp selam verince Bektaşi de durur, merkebi de.

Tüccarlar işaretle:

- Bu eşeğin ne düşünüyor?

- Odun taşımaktan yorgun düştü de, artık kasabada ticaret yapmayı düşünüyor!

fıkraoku.com

 

Bektaşi çok dalgalı bir denizde yolculuk yapıyormuş. Bir ara o kadar korkmuş ki! "Aman Allah" diye yakınmış.

Bu hali gören yolcular:

- Baba ne korkuyorsun. Allah kerimdir!, demişler. Bektaşi şu cevabı vermiş:

- Kerim olduğu için, ya balıkları düşünürse!

fıkraoku.com

 

Fıkra Ekleyin

Komik Fıkralar Ana Sayfa

Diğer Bektaşi Fıkraları:

İlk Sayfa ...23[4]56... Son Sayfa

Bektaşi Fıkraları Arşivi