Atatürk Şiirleri

Atatürk Şiirleri Arşivi

Mahmur dağının başında bir duman bir duman

Mustafa Kemal'in başında daha bir duman

Dağ düşünür gündüz gece başından duman gitmez

Mustafa Kemal düşünür gündüz gece başından duman gitmez

Dağların başından duman eksik olmaz

Soy yiğidin başından duman eksik olmaz



Mahmur dağının dumanlarına baktı da dedi

Mustafa Kemal, Köroğlu olmak ne güzel şu dağlarda

Tutmak gece gündüz denizlerin yolunu, yol vermemek

Üşümek, ateş yakmak, yola düşmek ne güzel

Bölmek orta yerlerinden gemilerin getirdiği güneşi

Bir sana bir bana sermek ne güzel



Çakal dağının eteğine vardı ki Mustafa Kemal

Vakit alaca karanlık, dağın eteğinde bir kahve

Kahvede düze inmiş eşkıya, Karadeniz uşakları

Kaynıyor Erzurum işi semaver, çay demleniyor

Uyanmış su gözleri adamların susuz gözleri sıcak

Mustafa Kemal baktı, tanıdı hepsi halk



Oturdular, hep beraber çayı içtiler

Ordan burdan, dereden tepeden konuştular

Sabah güneşi gelip bağdaş kurdu bir yana

Yarı karanlıktı yüzleri birden aydınlandılar

Acı çekmiş, susamış, dağ çizgileri sert

Mustafa Kemal'in gözlerinde tek tek ışıdılar



Çıktı kavak yaylasına oh, dedi Mustafa Kemal

Ölmez be, insan bu vatanı sevince

Halk kokusudur güller çimenlerden gelir

Ovaları sürenler aşağıda, ormanlarda bıçkı sesleri

Dağılmış Mahmur dağının dumanları

Çekip cümle türküleri bir dere ışıltısıyla akar



Havzaya vardım ki, kulağımızı koyalım bir

Bağımsız yaşamak diyelim bir, dinle ne ses verir

Havza pazarına inmiş allı morlu köylüler

Çıkarlar ormanlardan gizli gizli, çağıralım bir

Gelirler toplanırlar ateşimize onlar için yaktık

Özgür yüreklerinin soluğunu üflesinler bir



Sevelim dedi, Mustafa Kemal, sevelim bir

Selam verelim bir, selam alalım bir

Halk olmak ne güzel şeydir arkadaşlar

Şu sabah çayını içelim bir kardeşçe sıcak

Yüzümüzü yunalım şu derede bir

Sonra kursunlar darağacını kavgamıza

Asarlarsa assınlar bizi düşlerimizden!



Ceyhun Atuf Kansu

dersimiz.com

I



Sırma sarısı yay saçlarına

Gözüne rengini koy denizlerin

Düşün dudakların en incesini

Yüzüne tuncunu ver benizlerin



Onda yürüyüşün en yiğitçesi

Onda bükülmezi vardır dizlerin

Gezerdi ülkede bir hızır gibi

Em olup derdine çaresizlerin



II



Durgun bir denizi andırır dışı

İçi hiç sönmeyen bir yanardağı

Sesinde ıslığı eser kuvvetin

Sözünde şahlanır hakkın bayrağı



Gökle güneş gibi buluştu onda

Sezinin sağlamı duyunun sağı

Yıkarak kökünden Osmanlılığı

O gömdü tarihe bir ortaçağı



III



Ürperir ovalar avazesine

Dağlar dümdüz olur işaretiyle

Devrilir hıncına çarpan ordular

Kaleler dayanmaz yelpazesine



Fikrin güzelliğin aşkın her şeyin

Bağlıydı daima en tazesine

Yaşadı başı dik, dünyaya karşı

Getirdi dünyayı cenazesine



IV



Onsuz kaldığını bilse tabiat

Bağlar üzüm vermez bahçeler kurur

Okşar saçlarını ezelin eli

Yüzüne ebedin ışığı vurur



Övünür insanlık eserleriyle

Yurt onun sevgisi üstünde durur

Adıdır kurduğu devlete temel

Ünü kurtardığı millete gurur



V



Fani varlığını kaybetti ama

Damgası yurdumun burçlarındadır

Engin ufuklara uzanmış kolu

Hızı şimşeklerin uçlarındadır



Kadının erkeğin hafızasında

Gencin ihtiyarın düşlerindedir

Yayla yellerinde eser gölgesi

Sesi bahçemizin kuşlarındadır



VI



Ben mi yazacaktım göçüm gününü

Dökerek ardından böyle gözyaşı

Ben ki ona büyük gezilerinde

Oldum bir küçük yol arkadaşı



En son durağına varmadan ömrün

Kapadı yolunu bir mezar taşı

Büyük kurucusu Cumhuriyetin

Hürriyet aşıkı milletin başı



Kemalettin KAMU

dersimiz.com

Yan yana iki çocuk görsem

İşte Atatürk diyorum

Özgürlüğün toprağı uyanıyor

İçin için seviniyorum



Koşuşan iki öğrenci görsem

İçimin güneşi ısınıyor

Yürüyen bir bakış gibi

Mustafa Kemal geliyor



Kol kola iki işçi görsem

Emeğim çoğalıyor birden

Bir ışık düşüyor ortalığa

İşte Atatürk diyorum



İşte Atatürk diyorum

İlk kurtuluş öncüleri

Bir gül çağrısında hepsi

Bize uzanmış elleri



Mehmet Kıyat

dersimiz.com

Öküzsüz toprağı sürüp

Aç yorgun dönünce

Ekmektir sevi



Serptiğin tohum senin

Seninse biçeceğin başaklar

Topraktır sevi



Acıların bölünür

Bölünürse ikiye yürek

Kadındır sevi



Kelepçe olursa biliklerinde çaresizlik

Ulaşmak için özgürlüğe

Silahtır sevi



Dalgalansın diye gönderde

Koşmak cepheden cepheye korkusuz

Bayraktır sevi



Aydınlığa dönüşür karanlık

Mavi gözlerine bakınca

Ata'dır sevi



Mahmut Turgut

dersimiz.com

Atatürk'ün sesi

Bazen Erzurum Kongresi

Bazen Sivas

Bazen Anadolu'da sert bir rüzgar



Atatürk'ün sesi

Bazen Ankara'da ilk Millet Meclisi

Bazen Orta Anadolu'da kartal

Bazen Akdeniz'de tatlı bir rüzgar



Atatürk'ün sesi

Gökyüzünde ak bir bulut

Bazen önünde İzmir'e ordular akar

Bazen Akdeniz'de bir kartal



Atatürk'ün sesi

Bazen devrimlerin alfabesi

Bazen Cumhuriyetin gür sesi

Bazen Menemen'de deli bir rüzgar



Bilgay Esemenli

dersimiz.com

Sana borçluyuz ta derinden

Çünkü yurdumuzu sen kurtardın

Hasta, yorgun düşmüştük

Yaralarımızı iyice sardın



Yiğittin, inanç doluydun, yapıcıydın

Sanatkardın, denizler kadar engin

Kimsenin görmediğini görürdü

Sevgiyle bakan gözlerin



Dedin ki: Bu millet, bu büyük millet

Yüzyıllar boyu geri kalmış

Bu yurt, bu güzel yurt, bizim yurdumuz

Her yanından yaralar almış



Dedin ki: Bir güzel savaşmalı

Kurmak için yeniden

Bilgiyle, inançla, coşkunlukla

"Öğün, çalış, güven"



Sana borçluyuz ta derinden

Işığısın bu yurdun

Dilimizi, ulusallığımızı öğrettin bize

Çünkü cumhuriyetimizi sen kurdun



Hürriyeti sen yaydın içimize

Halkçıyız dedin halk içinden

İnançta hür yetiştirdin bizi

Borçluyuz sana ta derinden



Devrimlerle yüceltti, çok yüceltti

Bu milleti temiz ellerin

Sana borçluyuz ta derinden

En büyüğü Mustafa Kemallerin



Cahit Külebi

dersimiz.com

Ve bir Erzurum sabahında

uzun bir savaşı düşündüm

Mustafa Kemal'ce



büyüdü ellerim ve gözlerim

Sakarya'nın doğu yakasında

dağda bir geyik gibi



o zaman çizdi Seddülbahir'i

alaca şekillerde Mustafa Kemal

savaş haritasına



sonra barut kurşun ve kan

bir nice güneşi çağırdım

Mustafa Kemal'in otağına



Abdülkadir Bulut

dersimiz.com

Can oluğundan kan akıttım sulara

Yeşersin yazdan önce

Uyansın kuşlardan önce

Açılsın yarılan iri bir nar gibi toprağım

Bir kucakta büyüsün

Bir memeden emsin çocuklar

Bir beşikte söylesin ninnilerini çağım

Yağmur güler yerler yeşil

Tomurursan sevgi tomur

Deşil ekinlere toprağım deşil

Bir yonga da canımdan al

Onar savaşta yıkılmış evleri

Isıtsın ateşten donanları kucağım

Mor menevişi gördün mü Van'dan İzmir'e

Bilir misin kokusunu vargit çiçeklerinin yaylada

Nasıl kıvrılır eğreltiler güzün sararır

Öksüz çocuklara döner kızılağaç dalları

Geyikler iner kuytulara titrek

Sarıdan söylenir günlerin türküsü

Karanlık uzar aydınlık kısalır

Orda yüce bir ışıldağım

Yaşarmış gözleri yurdumun

Bıçak saplamış yüreğine koynunda büyüyenler

Kurşun yemiş ekmek yedirdiklerinden

Baktım bulutlar üstünden Edirne'den Ağrı'ya

Can uğruna can verdim

Kan yoluna kan döktüm

Yakınlara yakın uzaklara uzağım

Ben Hitit

Ben Urartu

Ben Likya

Ben Frigya

Çağların eskisinden en yenisine

Bütün sevecen yürekleri birbirine

Bağsız bağlayan bağım

Ben Anadolu kokuşlu bir mavide tüten

Geçmişten geleceğe

Kara, yağmura, yele sıcak

Büyüyen bir ocağım

Ben doruklarında güneşin dinlendiği

Eteklerinde korkak kurtlar çakallar uluyan

Dağlar üstünde bir dağım



İsmet Zeki Eyüboğlu

dersimiz.com

Onu tarihe sorun, yoktur eminim bir eşi

O güneş yüzlü,güneş sözlü, güneşler güneşi

Sözü halkın dilidir, gözleri hakkın ateşi

O güneş yüzlü, güneş sözlü güneşler güneşi



Yurdu sarmıştı karanlık, onu yırtıp atan O

Soğuyan kanlara bir başka hareket katan O

Kararan gözleri bir lahzada aydınlatan O

O güneş yüzlü, güneş sözlü, güneşler güneşi



İnkılap ordusu nur ordusunun rehberidir

Milletin şehperidir, memleketin şehperidir

Onu beklerdi vatan bunca zamandan beridir

O güneş yüzlü, güneş sözlü güneşler güneşi



Ayrılıp Çankaya'dan Hazret-i Gazi geliyor

Saçının haznesi zulmetleri ok ok deliyor

Şehre kalbindeki tarihi alıp yükseliyor

Bu güneş yüzlü, güneş sözlü, güneşler güneşi



Yusuf Ziya Ortaç

dersimiz.com

Sen ki hilkat denilen ummanın
En büyük incisisin
O, bu ulvi vatanın talihinin
En güzel yıldızıdır
Bir dehaet ki güneşten yüksek
Ve semavat ile ünsiyeti var

Sen dururken ona gelmez noksan
Kaplıdır toprağı zırhınla senin
Hep rehakar değil ey Gazi
Bu müsellah vatanın sen hem de
Ebedi bekçisisin

Bu mesalip'zede cemiyyete sen
Yeniden bir vatan ettin ihda
Görüyor şevk-i tuluunla senin
Yeni bir iyd-i zafer İstanbul
Kendi asar-ı dehanın belki
Sen de hayretçisisin
Kainatlarda tecelli buyuran
Halik'ın sende o hasiyyeti var

Abdülhak Hamit Tarhan

dersimiz.com

Bu tepe Üç Şehitler tepesi

Sallanır kavaklar, ışıklar

Gider bulur Mustafa Kemal'in soluğu

Yurt köşesinde en uzak köyü

Karanlıklar ak olur



Bu tepe Rasattepe

Tepelerden bakıyorum ülkeme

Doruklarda Mustafa Kemal'in elleri

Bu Tınaztepe, bu Kocatepe

Düşlerimiz yaprak olur



Bu tepe İstasyon tepe

Bir ışık çakar, bir bulut sallanır

Umudumuz başak olur

Uykuların dar vaktinde geceler boyu

Türküler yaşamak olur



Bu tepe Anıttepe

Mustafa Kemal Anıttepe'den bakar Türkiye'ye

Yankılanır içimizde

Eser yel, durmaz yaşam

Anıttepe bayrak olur



Mahmut ALPTEKİN

dersimiz.com

Her gün

Enginlerden engin

Yücelerden yüce

Bir duygu sarar bizi

Bu sınıfa girince.



Yanda, bir uçtan bir uca.

Mavi deniz

Odanın içinde güneşleri bulunca.

Isınırız.



Enginlerin engini deniz olsa

Deniz ufak!

Yücelerin yücesi güneş olsa

Güneş küçük!



İlk günü gördük, nerden geldi:

Duvardaydı

Denizleri, güneşleri

Küçülten büyüklük.



Kürsünün üstünde bir resim:

Gözleri denizlerden mavi

Bakışları güneşlerden sıcak.

Dört mevsim.



Kürsünün üstünde:

Atatürk'üm, arkasında al bayrak

Kolları kavuşturmuş göğsünde.



Bu resimle başlar bizim günümüz

Karşımızda Atatürk'ü gördükçe

Kıvançla dolar, taşar gönlümüz.



Öğretmenimizin kürsüde

Verdiği dersi

Dinler bizimle birlikte

Atatürk'ün resmi.



Çalışkanız, çünkü

Çalışınca

Bakarız, Atatürk güldü.



Bir yanlışlık yapsak

Bulutlanır gözleri

Anlarız Atatürk üzüldü.



Gelsek kürsünün dibine

Görür bizi

Eğilince.



Kalksak, gitsek gerilere

Otursak arkalarda;

Başımızı kaldırmadan duyarız:

Atatürk orada.



Öteki odalarda

Başka başka resimleri Ata'mın.

Atatürk'üm artık ömrüm oldukça

Bu resminle karşımdasın!



Yok hiç birinde

Bundaki tılsım

Değişen çizgilere

Canlı gibi bu resim.



Öyle canlı ki sanırım

Bende bir gün okulu bitirince

Uzanan ellerinle

Okşanacak sırtım.



Öyle canlı ki, sanırım

Karanlık bile olsa

Aydınlanır yollarım.



Tıpkı sınıftaki gibi

Yapacağım bir işte

Bu resmindir rehberim:

Kötülüğe uzanırsam

Çat kaşlarını

Tutulsun ellerim



Tıpkı sınıftaki gibi

Bütün ömrüm boyunca

Yaptığım her işte

İyi, doğru oldumsa

Sevincini belli et.

Gülümse!



Yaprak yaprak dökülürken önümde

Her yıl dört mevsim;

Sınıflar içinde yalnız bu sınıf

Resimler içinde yalnız bu resim!



Behçet Necatigil

dersimiz.com

Şiir Ekleyin

Eğitici Çocuk Şiirleri Ana Sayfa

Diğer Atatürk Şiirleri:

İlk Sayfa ...23[4]56... Son Sayfa

Atatürk Şiirleri Arşivi